Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İslam, bütün zamanların ve mekânların hakikatidir. ''Evrensel'' tabiri yetmez... Bir tarih dönemi gösterilemez ki ''İslamsız'' izah edilebilsin. Bir değişim gösterilemez ki ''İslamsız'' izah olunabilsin. İslamî şuurdan ve bu istikametten yükselecek mesajları bekliyor dünya... İnsanlık acılar, hasretler, tezatlar içinde kurtuluşu bekliyor, farkında olsun veya olmasın. Sosyal çatılar beton sütunlar üzerinde değil, dik duran, yerini bilen, mevziini terk etmeyen, ilişki kurmayı bilen ve kendisiyle ilişki kurulabilen insanlar üzerinde yükselir.
Sayfa 26 - Tahlil YayınlarıKitabı okudu
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Reklam
İbn Haldun ve Sosyoloji
Bir yazar O'nun için İslâm'ın Montesquieu'südür der. Çağının çok önündedir. Bir "değişim teorisi" geliştirmiştir. Yeni bilim düşüncesinin müjdecisi ve modern metodolojinin öncüsü olarak görülür... ...O'na göre, göçebeler, (bedeviler), şehirlilere (hazarilere) göre iyiliğe daha yatkındır. Çünkü bolluk, rahatlık, arzu ve heveslerine düşkünlük, şehir ahalisini iyilikten uzaklaştırır... (4) ...İbn Haldun'un kullandığı anahtar kavram asabiyettir. Grup duygusu (Group feeling) olarak da adlandırılan asabiyet (5), bir topluluk veya toplumun bireyleri arasındaki yardımlaşma ve dayanışmayı sağlayan, direnme ve atılım yapabilmeyi mümkün kılan toplumsal bağlılık duygusudur. (4) İbn Haldun; Mukaddime I; Çev. Ugan, Z.K.; Önsöz, MEGSB Yay. İstanbul, 1998, s.310. (5) Demir Ö; Acar, M.; Sosyal Bilimler Sözlüğü, Ağaç Yayınları, İstanbul, 1992, 25.
Sayfa 24 - Ekin Yayınları, 17. BaskıKitabı okuyor
Şenb-i Gazan, din, tıp, hukuk, felsefe ve astronomi gibi çok temel bilim dallarında araştırma ve eğitim faaliyetlerinde bulunulan İlhanlı Devleti'nin bilimsel kültürel ve düşünsel gereksinimlerini karşılayan önemli bir merkez pozisyonundaydı. Yine Şenb-i Gazan bünyesinde oluşturulan büyük kütüphane ile İlhanlı Devleti'nin temel bilgi
İlhanlı Devleti Tarihine Genel Bir Bakış
Moğolların kalabalık bir kolunun Hülagu öncülüğünde 1256 yılında Ceyhun Nehri'ni aşıp Horasan'a girmesiyle başlayan ilerleyişi, Azerbaycan merkezli olarak İran, Irak ve Anadolu topraklarının da önemli bir kısmını kapsayan bir devletin kurulmasıyla sonuçlanmıştı. İlhanlılar olarak anılan bu devlet Yakın Doğu'nun siyasi, sosyal ve
36- Özgürlüğü sağlama ve siyonist projeyi ortadan kaldırma programının dayanması gereken temel, İslâm olmalıdır. Çünkü Yüce Allah doğru kullarını zafere erdirmeyi, onlara yardım etmeyi vaadetmiştir. Ayrıca bu, İslâm ümmetinin akidesidir. Ümmetin hayrı ve kurtuluşu ona bağlıdır. Bunun yanı sıra büyük halk kitlelerini bu mücadeleye yönlendirip
Sayfa 55
Reklam
Hz. Muhammed'in 632'de ölümünden, imparatorluk başkentinin 750'lerde Şam'dan Bağdat'a taşınmasına kadar geçen kısa tarihsel dönemde İslam ümmeti, Arap kökenlerinden evrensel bir dünya imparatorluğuna genişlemişti. Arap fetihleri dünya tarihinde önemli bir dönem olup, aşiret şeklindeki göçebe bir çöl toplumunu, klasik antikitenin merkezinde toplanmış bir imparatorluk yapısının yönetici seçkinlerine dönüştürmüştür. Yönetim ve yüksek kültür dili olarak Arapça, bu süreçte Yunanca, Farsça, Aramca ve öteki yerleşik edebi geleneklerin yerini almıştır. İslamiyet onları ortadan kaldırmasa da, Ortadoğu'nun hâkim dini olarak Yahudiliğin, Hristiyanlığın, Zerdüştlüğün ve putperestliğin yerine geçmiştir. Bu değişim süreci önemli soruları akla getirmektedir. Bizans ve İran'ın mevcut edebi, dini ve idari gelenekleriyle etkileşiminde vahiy yoluyla inen İslamiyet, Hz. Peygamber'in Mekke kervan şehrinin İslamiyet'i, nasıl olup da idari, ekonomik ve sosyal uygulamalara bir rehber olarak kalıcılığını korumuştur? Arapların fethettiği topraklarda çok uzun zamandan beri var olan gelenekleriyle insanlar, nasıl olup da 7. yüzyıl Arabistan'ında Tanrı'nın Mekkeli bir tüccara indirdiği emirlerle, doğru davranışlara itaat etmek üzere örgütlenebilmişlerdir? Bu sorulara cevap bularak ya da daha basit şekliyle belirli yaşama ve ibadet örnekleri geliştirerek Müslümanlar, Kuran'da var olan vahiyler merkezinde bir uygarlık yaratmışlar ve Hz. Muhammed'in misyonunun geçerliliğine olan inançlarını doğrulamışlardır.
Sayfa 21 - Agora KitaplığıKitabı okudu
Bir dinle tanışma, onunla ilişki kurma ve o dine girme aşamaları, asla kısa bir süreci kapsamaz. Bu sürecin uzun olacağı barizdir. Din değiştirmeyi etkileyen faktörlerin sayısının fazlalığı ve birçok alandaki tesirleri, zaten bu olgunun zaman-mekân dinamiğinde değerlendirilmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır. Öte taraftan sosyolojik olarak din değiştirmek, büyük bir değişim olarak görülmektedir. Toplum tarafından yeni bir dinin benimsenmesi de -fert ve fertlerden müteşekkil toplum adına düşündüğümüzde- hemen sonuçlanacak bir durum değildir. Bu değişimin siyasî, sosyal, iktisadî, kültürel kısımlarını dikkate alınca gerçekleşen olgunun ne denli dallı-budaklı olduğunu görmekteyiz. Şunu söylesek herhâlde söylemek istediklerimizi özetlemiş oluruz: Birçok etkenin toplamı, “Türklerin İslâm’a geçiş” olgusunu inşa etmiştir.
Sayfa 93 - Kitapyurdu Doğrudan YayıncılıkKitabı okudu
Kadın düşmanı şeriatçı sığıntıları bize iteleyen Avrupa şaşırtmadı.
Kadın hakları mücadelesi çok daha zorlu olduğunu göstermiştir ve hâlâ bu mücadelenin sonucu alınabilmiş değildir. Köleliğin kaldırılması ve Müslüman olmayanların hür kılınması için etkilerini ve hatta silahlı güçlerini kullanan Avrupalı güçler kadınların tabiiyetini bitirmeye pek ilgi göstermediler. Ne Ortadoğulu reformcuların ne de bunların Avrupalı akıl hocalarının bu konunun üzerine eğildiğine dair bir işaret yoktur. Emperyal güçler, tıpkı çoğu meselede olduğu gibi bunda da sürekli ılımlı sosyal politikalar izledi ve Müslüman kamuyu kendilerine karşı seferber edecek ve kendilerine avantaj bırakmayacak herhangi bir değişim yapmaktan kaçındı. Yoğun sömürgeleştirmelerin yapıldığı bazı bölgelerde (Fransız Kuzey Afrika'sı ve Sovyet Orta Asya'sı gibi) kültürel olarak emperyal efendilerine benzemiş olan eğitimli küçük Müslüman grupları kadınlara yönelik tavırlarına aynı şekilde devam etmişlerdir. İslam topraklarında kadın haklarında yaşanan ilerlemeler tamamen iç saikler ve Müslüman kadınlarla erkeklerin yardım görmeden harcadıkları çabalar sayesindeydi.
Sayfa 83 - Toplumsal ve Kültürel EngellerKitabı okudu
Tevhid hakikatine göre, eğer bir toplumun hukuk sistemi vahyi esaslara dayanıyor, yönetimi (siyaset) ve ekonomik, hukuki, sosyal vs. yapıları bu esaslara göre gerçekleştiriliyorsa o, Tevhidi bir toplum, dolayısıyla Tevhidi bir yönetimdir. Daha özel ismiyle; İslâm toplumu ve İslam yönetimidir
89 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.